2020 YILINDA İZLEDİĞİM EN SEVDİĞİM 5 ANİMASYON

1-) Wall-E : 

Filmden sürekli paslı turuncu fonda kareler gördüğüm için olsa gerek ben bu animasyonu yıllarca Mars'ta geçiyor sanmıştım.  Meğer Mars'ta değil, çöplüğe çevrilen Dünya'da geçiyormuş film. İnsanlar ,  dünyayı çöpleriyle kirletip artık  dünyada yaşayamaz hale geldiklerinde gezegeni terk edip uzaya kaçıyorlar, onların burada olmadığı yüzyıllar boyunca, gezegendeki bu metal ve çöp yığınlarını öğütmekle sorumlu robot da Wall-E.  Filmin ilk yarım saatinde neredeyse hiç konuşma yok hatta filmin tamamında doğru dürüst konuşma yok. Ben hâlâ şaşırıyorum nasıl böyle bir animasyon duyguyu bu kadar verebilir diye. Şahane bir animasyon. Tüm zamanlar içinde en sevdiklerimin arasına ''tepeden giriş'' yaptı. Hem üzüldüğünüz, hem tatlı tatlı izlediğiniz hem de düşündüğünüz anların olduğu dolu dolu bir animasyon.

2-) Ratatouille (Aşçı Fare) : 

Ben bunu da çok sevdim. İzlerken hiç aklıma gelmedi ama bittikten sonra ''Nasıl da zıt kutupları bir araya getirip bize sevdirdiler?'' diye düşündüm. ''Mutfak ve fare'' ,gerçek hayatta, yan yana ?!?!  Ama film ironisiyle, replikleriyle, her şeyiyle çok güzeldi. Finalini gerçekten beğendiğim animasyon filmlerinden biri.

3-) Up (Yukarı Bak) :

Yıllar boyunca afişini gördükçe bir gün izleyeceğim dediğim ama izlemediğim bir filmdi. Nihayet, evlere kapandığımız dönemde fırsatını bulup izledim. Ve daha önce bir türlü izlememiş olduğuma üzüldüm. Benim bu film için çıtam çok yüksek değildi açıkçası. Çünkü her yaşa hitap eder mi diye şüphelerim vardı. Yersiz çıktılar.

4-) Spirited Away (Ruhların Kaçışı) : 

İzledikten sonra kendimi çok geç kalmış hissettirdi. Ben şimdiye kadar izlediğim tüm Hayao Miyazaki animasyonları beğenmişimdir. Onun için bunu da izlersem seveceğimi biliyordum. Ama şöyle de bir huy var bende (vardı yani) :  ''Popüler bir film ya da kitabı popülerlikten çıkmadan izleyememe/okuyamama huyu'' . Asla elim gitmez, merak da etmezdim açıkçası. ''Sen yıllardır buradaydın da ben yıllardır neredeydim?'' dedim bolca kendime. Bir yandan da mutlu oldum ama. Çünkü Howl'un Şato'sundan daha iyi bir  Miyazaki yapımı izleyemeyeceğimi düşünüyordum. Bence Yürüyen Şato'dan üstün tarafları olan bir animasyondu. (Ama Howl gönlümde master yapmış bir kere :P )

5-) My Neighbour Totoro (Komşum Totoro) :

Aslında popülerlik zincirimi kıran animasyon buydu. Bundan sonra Spirited Away'i de izleyeyim demiştim. Hem bu kadar güzel-sevimli olduğun için hem de zincirleri kırıp Spirited Away'i izlememe vesile olduğun için çifte teşekkürümü kazandın Totoro :)

     

Animasyonlar -hele de kaliteli yapımlarsa- moral yükseltmede birebirler bence. Bu yıl  özellikle ülkecek evde kaldığımız dönemde çok fazla animasyon izledim. Tabii başka filmler de izledim ama animasyonların yeri kaç yaşına gelirsem geleyim ayrı kalacak sanırım bende. Ne kadar doymuş olursam olayım tatlının midemdeki yeri gibi :))