AĞAÇ EV SOHBETLERİ #86 : ÇOCUKKEN SÖYLENEN YALANLAR

Ağaç Ev Sohbetleri’ni uzun zamandır kaçırıyordum. Çünkü hayattan -pardon sorumluluklardan- geri kalmamak için bir süredir rahvan yürümeyi bırakıp dörtnala koşmam gerekiyordu. Gerçi hâlâ gerekiyor ama hahah su molası veriyorum.

Bu haftanın Ağaç Ev Sohbetleri konusu çok keyifli bana göre. Geçen haftanın konusu da öyleymiş. Kaçırdığıma üzüldüm. Kısmet yazan blogları okumaya artık. 

Bu haftanın sorusunu sevgili Deeptone sormuş ki soru şöyle:

"Çocukken size aile ve akrabalar tarafından yalanlar söylendi mi, kandırıldınız mı, inandırıldınız mı? Veya, siz yalanlar söyler miydiniz, hayali olaylar uydurur muydunuz? Masum yalanlar tabii ki, seni leylekler getirdi gibi"


Öncelikle bu tür kandırmalar, tatlı ve kabul edilebilir olan tek tür kandırmalardır bence. Yoksa yalanın, kandırmanın pembesi beyazı yoktur. Yalan, düz yalandır. Kandırılmak güzel olmayan; kandırmak da hepten çirkin bir şeydir. Ama küçükken başkadır durumlar. Çünkü daha yalanın ne olduğunu öğrenme çağıdır çocukluk.

Soruyu kendim için cevaplayacak olursam, çocukken yalan söyler miydim?

Hayır diyemem. Çok fazla yalan söylemezdim ama direkt yalan olmasa bile doğruyu söylemeyerek dolaylı yoldan yalan söylemişliğim çok olurdu. Nasıl mı?

Kışın, annem bize grip olmayalım diye bazı akşamlar ıhlamur, bazı akşamlar da nane limon yapardı. Ben nane limonu hiç sevmezdim. İçmesi zor gelirdi. Ama mecbur içerdim. Kardeşim de aynı şekilde ıhlamuru hiç sevmezdi. Ama anneniz herkese o kadar nane limon -veya ıhlamur- yapmışsa içmemek gibi bir lüksünüz yoktu. O bardak bitecekti!

Bardağın içindekini çaktırmadan lavaboya döksek? Yok, o israf olurdu. Ve insanlar nimetleri israf etmemeliydi. Zaten illa ki içtiniz mi diye soracaklardı. Yalan da söylemeyeceğimiz bir yol düşünmek lazımdı. En sonunda bu duruma şöyle bir çözüm bulmuştuk: Annemin nane limon yaptığı akşamlarda iki bardağı da kardeşim içiyor, ıhlamur yaptığı akşamlardaysa ben içiyordum. Böylece ne israf etmiş, ne de yalan söylemiş oluyorduk. 

İçtik mi? İçtik. Kazan-kazan ilişkisi :))


https://64.media.tumblr.com/171e50c102296fe19b1666084086563c/tumblr_ngeccyHFKA1tbww07o1_400.gifv
 

Hayali olaylar uydurma gücümü de kötüye kullanmazdım. Genelde en fazla masal uyduracak kadar işte. Sadece yaşıtım çocuklarla bir araya gelince yoldan çıkıyordum biraz o kadar :) 

Biz oyun oynarken o da sürekli oynamak istemesin diye, kardeşimi bilgisayar kasasının içinde cüce cinler yaşadığına inandırmıştık. Onlar içeride çalıştığı için biz bilgisayar ekranında oyun oynayabiliyorduk. Bilgisayarı kapatırken de artık cüce cinlerin yorulduğunu, dinlenmeleri için kapatmamız gerektiğini söylüyorduk. Evet şimdi bunun için biraz pişmanlık hissediyorum. Oyun oynamasına yeterince fırsat vermemişiz. 

Ama başka bir açıdan bakarsak bilgisayarda oturma süresini azaltmış olduk bir çocuğun. Gözleri için yararlı. Cüce cinler yorulmasın diye erken kalkıyordu başından :)

 

https://i.imgur.com/gLttF3A.gif

Çocukken ailem ve akrabalarım tarafından kandırıldığımı ise çok hatırlamıyorum. Leylekler falan da yoktu :) Şu an için hatırlayabildiğim tek kayda değer kandırılmam gıda zehirlenmeme ait :D

Küçükken anneannemlerde yatıya kalmaya bayılırdım. Hele teyzemler de oradaysa keyfimden beşgen bile olabilirdim. Yaz mevsimiydi. Tatildi. Biz de anneanneme gitmiştik. Her taraf düğün kaynıyordu. Sokaklarda yapılıyordu düğünler o zaman. Alt mahalleden bir komşunun düğünü varmış o gün. Annemi, bizi teyzemlere bırakıp anneannemle beraber düğüne gitmesi için ikna ettiğimizde artık keyfimden altıgen olduğuma emindim. Ta ki midem bulanmaya başlayıp yataklara düşene dek. Midem çok kötüydü, kusup duruyor soğuk terler akıtıyordum ve yanımda annem yoktu. Can yeleğim teyzem, elinde şekerli suyla gelmişti. ‘’Bunu iç.’’ dedi, ‘’Midene iyi gelir.’’.

İçince artık kusmayacak mıyım diye sordum başını salladı, ‘’Seni rahatlatacak.’’.  Beni iyileştireceğini düşünerek minnetle uzattığı ipe sarılıp bütün bardağı bitirmiştim. Hahah siz siz olun bu numaraya kanmayın :D Evet, şekerli su gerçekten rahatlatıyor ama KUSTURARAK.

‘’Ee bilseydin içecek miydin?’’ diye sormuştu teyzem. Hayır, kesinlikle hayır, içmezdim. Çocukluk işte. Şimdi senelerdir bu numarayı yapacağım birilerini bekliyorum :D

Bütün olay -fenalaşmam, şekerli su ve iyileşmem- annemler gelesiye kadar yaşanıp bitmişti. Anneme sadece dinlemesi kalmıştı. Sonra, anneanneme gelmeden önce, öğlen birlikte yemek yediğim arkadaşlarımı arayarak durumu öğrendi. Hepimiz gıdasal zehirlenmiştik :')

Çocukken hatırladığım en etkili kandırılma anım da böyle bir anı maalesef :') Şu an yazmasa mıydım diye düşünmüyor değilim. Yine de... O kadar yazdığım için silmeye elim gitmiyor :')

Yazının sonuna kadar okuyabilen herkesi tebrik edip esenlikler diliyorum ^^

Ha, bir de iyi sahurlar :)



Yorum Gönder

22 Yorumlar

  1. Çok keyifli bir yazı olmuş:)) Çocukken yalan söylemişimdir, şu an net olarak hatırlayabildiğim yok ama mutlaka olmuştur:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum ^^ Çocukken illa ki söyleniyor, sonra yalanın ne olduğunu anlayıp onu söylenememiz gerektiğini öğreniyoruz yani normal çok normal :))

      Sil
  2. Ihlamur ve nane limon hayli yaratıcıymış:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nane limon sevmeyen biri için bir hayli de yararlıydı :)

      Sil
  3. :-)) Bence çok keyifli ve sonuna kadar tek nefeste okunacak bir yazı olmuş:-)) Bilgisayar kasasındaki cücelere bittim ama sonradan bende biraz vicdan azabı duyardım.. Kaleminize sağlık, çok güzeldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum :) Vicdan azabının ufak bir parçasını hâlâ yanımda taşıyorum, tesellim bilinçli bir yaştayken yapmamış olmak :')

      Sil
  4. Kasanın içindeki cüceler mi? Orijinal bir fikirmiş. :) Çok eğlenceli bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Laptoplar çıktı cüce cinler inandırıcılığını kaybetti. Halbuki iyi gidiyorduk :D

      Sil
  5. Kardeşinle bulduğunuz çözüme bayildim:))) Gıda zehirlenmesinde sekerli su aa hiç bilmiyordum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazıyı yazmadan baktım emin olmak için ama internette sadece mide ağrısına iyi geldiği yazıyordu :) Yine de birinci elden edindiğim tecrübe, zehirlenmeye de iyi geldiğini söylüyor :')

      Sil
  6. ooooo yaaaa çok renkli bunların hepsi :) kardeş dayanışması, cüce cinler, zehirlenme :) komik ya hepsi, iyi ki yazdın yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de iyi ki konuyu vermişsin Deep :)) yazmak keyifliydi :)

      Sil
  7. Keyifle okudum, hoş bir yazı olmuş. Bilgisayar konusu çok komikmiş. Ben midem ağrıdığında hala şekerli su içerim, iyi geliyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şekerli suyun iyi geldiğini güzel bir yoldan tecrübe etmedim ama evet geliyormuş :)) Yorum için de teşekkür ediyorum ^^

      Sil
  8. çözüme bende bayıldım :D keyifle okudum. çocukken hepimiz küçük ya da büyük yalanlar söylemişizdir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim ^^ Evet sanırım çocukken hiç yalan söylemedim diyen birinin çıkması çok zor :')

      Sil
  9. Yazını okurken anımsadım da. Bir anne olarak ben de çocukların sevmediği bazı sebzeleri çorbalara katmışımdır. Rondodan geçirince görünmez olurlar ya. Yalana girer mi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi niyetli de olsa kandırmaca bu 😂 Daha önce kolayı merak eden çocuğuna kolayı sevmemesi için, içine karabiber katıp veren bir anneyi okumuştum da gizli sebze katma olayı ilk :) Ama kabul edilebilir :) Kandırmaca belki ama size sormadıkları sürece yalan da değil.

      Sil
  10. Kardeşinle bulduğun çözüme hayran kaldım hahahahaha

    YanıtlaSil
  11. hahah çok tatlı anılar bunlar gülerek okudum valla :) kardeşlerimle yaşadığımız benzer şeyler geldi aklıma iyi oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeşe sahip olmak anılar için de bir nimet :) Çok sevindim anıları canlandırmasına :DD

      Sil