YÜRÜMENİN FELSEFESİ – FREDERIC GROS KİTAP YORUMU :

Kitabı okumamın üzerinden haftalar geçti, onun için fazla yüksekten bir yorum yazacağımı düşünmüyordum. Ama şimdi altını çizdiğim yerlere göz atarken yanıldığımı ve kitap üzerine düşündüklerim hakkında bile yorum yapmanın çok vaktimi alacağını görüyorum. Ki ben böyle bir vakte henüz sahip değilim. Bundan dolayı yorumlarımı içime akıtıyorum, daha sonrası için kendime ve yazıyı okuyanlara genel bir fikir verirsem ne mutlu bana diyorum :) 

Öyleyse iyi okumalar :)


Kitap yaklaşık yüz seksen sayfa kadar. Ama içeriği isterseniz bir günde, isterseniz bölüm bölüm soluklanarak günler boyunca okursunuz. Ben yavaş ama seri biçimde okumaya çalıştım. Kitabı keşke daha önce okusaymışım dedim ama her kitap zamanını bekliyor işte. Geçtiğimiz kasım, aylık yazı olarak akşamüstü yürüyüşleri hakkında bir yazı yazmıştım. Düzenli yürüyüşe çıkmaya çalıştığım ve sadece yürürken düşünüp ferahlayabildiğim bir süreçti. Kitap da işte tam bu zamanlamasıyla, yanığa sürülmüş merhem ferahlığı uyandırdı içimde. Bu nedenle de ben olduğundan daha çok etkilenmiş olabilirim kitaptan :) Ama olmayabilirim de :)

Kitabın konusu için adı üstünde diyebilirim :D Yürümenin felsefesini anlatıyor demek bütün bölümleri açıklamakta yeterli gelebilir. Ama biraz detaylandıracak olursam yürüyüşün fiziksel ve zihinsel etkilerini, verdiği özgürlüğü, yaşamda yavaşlayabilmeyi, yalnızlıkları, sessizlikleri, sonsuzlukları, yazmayı ve yaşamayı inceletip sorgulatan bölümlere sahip. Yazar kendi yorumlarını yaparken çeşitli düşünür ve yazarlardan da bolca yararlandığı için o bölümden bolca fikir okuyarak çıkmış oluyorsunuz. Ama bölümlere beşer onar sayfa ayrıldığı için boğulmadan derinleşmiş oluyorsunuz.

Benim daha önce çok fazla okuma çabam olmasa da Nietzsche, Rousseau, Kant, Gandi, Thoreau gibi isimler ilginizi çekiyorsa, yürüyüş yapmayı seviyor ve üstüne ne söylenmiş olabilir diye merak ediyorsanız yani ya yürüyüş ya felsefe ikilisinden biri bile ilginizi çekiyorsa kitabı seversiniz diye düşünüyorum. (Hem de çok bence :) )

Hatırlamak isteyeceğim çok fazla alıntıya sahip bir kitaptı Yürümenin Felsefesi. Kitabın çevirisini, çevirmen notlarını ve kapağını da beğendim. Çok hoşlardı. Eklemeden yazmayı bitirmeyeyim dedim.



KİTAPTAN ALINTILAR : 

Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beydudedir. –Henry David Thoreau

Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.

Kitapların amacı yaşamayı öğretmek değil, içimizde yaşama, başka türlü yaşama isteği uyandırmaktır: kendi içimizde yaşama imkânını, yaşamın ilkesini bulmak. …Kitaplar gündelik yaşamın sıkıntısından kaçış değil, bir yaşamdan ötekine geçiş aracı olmalıdır.

Yürümek öncelikle erteleme özgürlüğü sunar. Şöyle bir dolaşamaya çıkmak bile endişelerin ağırlığını hafifletmeyi, işleri bir süreliğine unutmayı sağlar.

Bu erteleme özgürlüğünün sevinciyle yola çıkmaktan dolayı mutlusunuzdur, diğer taraftan geri dönmek de mutlu eder sizi. Parantez içine alınmış bir mutluluktur bu…

Kişinin tecrübe edeceği şey nihayetinde hep kendidir.*

Tefekkürün mutlak kavrayışıyla bize sunulan onca şeye şahitlik ederek yürürken yalnız kalmak mümkün değildir.

Yalnızlıklar nasıl muhtelifse, sessizlikler de muhteliftir. … Mesela ormanların sessizliği farklıdır. … Seher vakti sessizliği vardır sonra. … Karda yapılan yürüyüşlerin sessizliği vardır. … Nihayet gecelerin emsalsiz sessizliği vardır…

Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür günün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler.

Kârla fayda arasındaki fark, kâr getiren eylemleri benim yerime bir başkasının da yapabilecek olmasıdır. … Öte yandan benim için faydalı olan şey tavırlara, davranışlara, yaşamımın başkasına kati surette devredemeyeceğim anlarına bağlıdır.

Çünkü temel olarak umut bir şey bilmek istemez, o yalnızca inanır.

Toplumsal görüşün tiranlığından yakınırız ama bireysel görüşün tiranlığı yanında o hiçbir şeydir, der Thoreau. Kendi yargılarımıza saplanmışızdır. Thoreau için yürümek kendini bulmak değil, kendine yeniden şekil vermek için imkân yaratmaktır.

Suave turba magna… (Lat. Tatlı büyük kalabalık)

 

*Friedrich Nietzsche

Yorum Gönder

13 Yorumlar

  1. hımm yürüyüş yapmayı sevdiğime göre bu kitabı okumak keyifli olabiliiir :)

    YanıtlaSil
  2. Alıntılar güzelmiş, yürüyüş yapasım geldi. :)) Kitabı bilmiyordum, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürüyüş yaptıkça kitabı okuyasın geliyor, kitabı okudukça yürüyüş yapasın. Böyle bir kısır döngü :)

      Sil
  3. Sırf yürüyüş yapmayı sevdiğimden bir bakacağım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bu sevmeden dolayı keşfetmiştim kitabı :)

      Sil
  4. Yürümenin hem mental hem de fiziksel olarak yararı çok fazla gerçekten de. Kitabı listeme ekleyeceğim.

    YanıtlaSil
  5. Alıntıları çok sevdim bana hayatımla ilgili bazı şeyleri hatırlattı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (☞゚ヮ゚)☞ ne hatırlattığı konusunda meraklandım ama tabii bu merak giderilmesi gereken türden bir merak değil... kitabı okumak daha da hatırlatıcı olabilir... ^.^

      Sil
  6. Kitabın bana pek hitap ettiği söylenemez ama birkaç alıntı çok hoşuma gitti:)))
    3. ve 6. alıntı mükemmel bence:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa... Başka kitaplara diyelim o zaman...
      Mükemmel bulunan üçüncü alıntının kitaplarla ilgili olması şaşırtmadı :))

      Sil
  7. Her türlüsüne de mutlu oldum :) Çift artılı bir başlangıç anlamına geliyor bu kitaba.
    Gerçekten mi?? Ben de bazen sesli okuyup kulağa gelişlerini duymak isterim cümlelerin. Aynı cümlenin içinden geçmesiyle, dışından duymak farklı oluyor çünkü...

    YanıtlaSil