Battalların hakim olduğu insanlarınsa evcil birer hayvan olarak beslendiği bir dünya hayal edin. İnsanoğlu sonrası dünyada, bir battal ailesinin oğlu eve geliyor ve odasında kırmızı kurdele ile bağlanmış bir dişi insan buluyor. İnsanın boynuna geçirilmiş notta şöyle yazıyor :
‘’Her çocuğun bir insanı olmalı. Sen iyi bir evlatsın oğlum.
Sevgiler, baban.’’
(arka kapaktan)
# Battallar, insanlardan hem boyut hem de ömür olarak çok daha büyük ve uzun canlılar. 3 insan yılı 1 battal yılına eşit. #
İnternetten kitap alırken yaptığım araştırmayla bir kitapçıdan kitap alırken yaptığım araştırmanın arasında bir yük arabasıyla fayton arasındaki fark kadar uçurum oluyor. Normalde internetten kitap alıyorsam on ayrı siteye bakar, yorumlara göz atar, kitabın boyutuna, sayfalarının kalitesine bakar, içerisinden alıntılanmış birkaç güzel satırı okur ve öyle karar veririm alıp almayacağıma. Zahmetli bir süreç gibi görünüyor aslında ama karar verme aşaması dışında tüm aşamaları seviyorum :D
Ama bu kitapta hiç de öyle olmadı. Üstte yazdığım arka
kapağını okuduktan sonra hiçbir araştırmaya girmeden almaya karar verdim.
Yayınevinden yıllar önce okuduğum başka bir kitap vardı ‘’Çirkinler’’ adında.
Şu an o kitabı çok hatırlamıyorum ama Delidolu Yayınevi’nin sırf o kitap
yüzünden üstümdeki intibası iyidir. Bunun da etkisi olabilir bilemiyorum…
İnce, beni oku diyen bir kitaptı bu yüzden bir günde
bitirdim. Hiç sıkıcı değildi olay, olay, olay bir kitaptı. Ama beni düşünmeye
sevk ettiği –ve endişelendirdiği- o kadar çok konu vardı ki kitapta olay deyip
geçemiyorum.
- İyi ama buna gücümüz var diye her şeye sahip mi olmalıyız? Her şey bizim mi olmalı? Her şey bizim olduğunda ne olacak? Her şey gittiğinde, elimizde hiçbir şey kalmadığında bizler ne olacağız? Dünyadaki hiçbir yaratık bize hayır diyemiyor. Sadece bizler, dünyanın bilge yöneticileri, bize karşı çıkabilir ve hayır diyebiliriz. Kendimize hayır demeyi öğrenmek zorundayız.
Bu battal-insan olayıyla başta insan-evcil hayvan ilişkisinin,
Oradan battalları anlatırken aslında insanları anlatmasıyla
insanlığın,
Oradan da ‘’Bu küresel ısınmanın hali ne olacak ?’’ duraklarına
uğradım.
Ara sıra bu olaylar otobüsünden inip bulanan midemin
durulmasını bekliyordum. Kitabı sağlam midesi olmayanlar okumamalı. Ya da
okusun kendi bilir. Bir şeylere uyanmak gerekiyor sonuçta.
- Dünya her zaman başının çaresine bakmanın bir yolunu bulur. Ona ne yapılırsa yapılsın kurtulmayı bilir. Fakat ona kötü davrananlar, davranışlarının sonuçlarından kurtulamayabilirler. Eğer yemyeşil bir ormanda yaşamaya alıştıysan ve tüm ağaçları kesip ormanı bir çöle dönüştürürsen, çölde yaşamaya alışık olmadığın için ölürsün. Ama çöl Yüce Yaratıcı’nın çölde yaşamayı bilen yaratıklarına ev sahipliği yapmaya başlar.
KAZANDIRDIĞI KELİMELER :
KAKAFONİ : Ses uyumsuzluğu. (TENAFÜR : bir kelime veya
kelime grubundaki seslerin telaffuz bakımından uyuşmamaları, kulağa hoş
gelmemeleri. Böyle sözlere de ‘’mütenafir’’ deniliyormuş. Örneğin ufakcık
demiyoruz da ufacık diyoruz.) (Ekşi’de gördüğüm ve çok güldüğüm bir tanımlama :
Armoni’nin kafa ütüleyeni.)
KİTAPTAN ALINTILAR :
- Zenginler yoksulların dertlerinden anlamıyorlardı. Yoksullar da zenginlerin dertlerini idrak edemiyorlardı. Yeni bir savaş gitgide yaklaşıyordu.
- Aklımıza estiği zaman gidip bu gelişigüzelliği onarabileceğimizi ve bir düzen getirebileceğimizi zannediyoruz. Şuraya bir baraj. Buraya bir köprü.
- Bunun üzerine Zloty
ondan ırkçılığı açıklamasını istedi. Irkçılık onun dilinde söylenmeye
çalışıldığında ortaya şöyle yetersiz bir cümle çıkıyordu: Tek bir dalın meyveleri arasındaki renk tonlarının yarattığı nefret...
4 Yorumlar
Battallar kötü, kaba saba insanlar olsa gerek...
YanıtlaSilEvet öyle de denebilir. İnsanı, insana battallarla anlatmış yazar.
SilYorumunuz için de teşekkür ederim :)
Kitaptan kendinize kattığınız kelimeyi paylaşmanıza ayrıca kalp bıraktıım vermiş olduğunuz emek çok kıymetli
YanıtlaSilTeşekkür ederiim <3 Her kitabın düşüncelerime kattığı az ya da çok, iyi ya da kötü bir fark oluyor. Kelime olarak da kattıklarını öğrenip sonra unutmamak için böyle bir bölüm yapayım dedim. :))
SilYorumunuz için de ayrıca teşekkür ederim :)