Nisanın dördü. 4.4.21.
Bundan sonra her ayın sırasıyla kendi gününde, nasıl
gittiğine dair yazı yazmaya karar verdim. Bu kararı devam ettirebilirsem bu
serinin ikincisi mayısın beşinde gelecek yani :)
Hadi hayırlısı :)
Bu ay bahara girmeye karar verdim. Dün uyandığımda camı açtım ve ilk defa,
yüzüme vuran hava dondurucu gelmedi. Serinliği yumuşak ve uyku açıcıydı.
Sabah serinliğini seviyorum. Hem de çok. Sayesinde güne Heidi gibi başlıyorum böyle sabahlarda. Hızlı hızlı hazırlanıp kendimi kırlara atmaya çıkıyorum evden. Binaların şehirlerinde kırdan kastım, park yeşillikleri olmasına rağmen :)
Heidi gelse benden
daha Heidi olamaz böyle sabahlarda :)
Normalde bir şeylere geç kalmadıkça hızlı hazırlanan biri
değilimdir. Ama sabah camı açıp da dışarıda öyle bir havayla karşılaşırsam
hazırlanma ve kahvaltı vaktimden alır okula yürüyerek gitmeye veririm, yani
verirdim o vakti.
Gün içinde nasıl sorumluluklarım olduğu önemli olmaz. Sanki yüksüzmüşüm gibi o serinliğin içinde, güneşin parıldadığı yerlerde ısınarak gölgelerde üşüyerek henüz gecenin kırılmamış soğuğunda yürümek omuzlarımı hafifletir.
Yolumu uzatır, kaldırımlardan değil çimenlerden
yürüyebileceğim bir rotayı tuttururum. Müziğimi açarım. Gözlerimi açarım.
Çiçeksiz ağaçları bile görmek memnun eder beni. Yaşadığımın gerçek olduğunu
hissettirir tüm bunlar bana.
Şimdi böyle bir şey mümkün değil gerçi. Ama dedim ya bahara
girmeye karar verdim ben. Sanki bir şeye yetişecekmiş gibi hızlı hızlı ettim
kahvaltımı dün. Sonra araladığım pencerenin kenarına geçtim. Artık yeşil çay
içmeyi seviyorum. Evde kaldığımız bu sene hoşuma gitmeye başladı bu da :) Ama tabii siyah çay aşkı forevır (´▽`ʃ♡ƪ)
Bir de tarçın, karanfil ve zencefil var bu yeşil çayın içinde. Ben ne ara bu kadar bitkisel şeylerden hoşlanan biri oldum hiç bilmiyorum. Tarçını severdim ama o da sütlacın üstünde. 🥣
Neyse… Yeşil çayı da koydum pencerenin pervazına. Bir
haftadır okumakta akut kabızlık çekiyor gibiydim. Öyle ki başka bir şey okumayı
deneyeyim bari derken derken üç kitabı birden okuduğumu fark ettim. Ama
hepsinde de okuma hızımın gerisinde kalıyordum iyi mi? Bu gün bahara giriyorsam
madem, kitaplarım da baharı çağırsın dedim ve gittim dördüncü bir kitap
getirdim pencerenin kenarındaki sehpaya. Gökyüzü gibi masmavi kapaklı da
üstelik :)
Bayağı iyi geldi. Kitabı yarıladım bile. Böylece bir ‘’akut okuma kabızlığı vakası’’nı daha çözüme kavuşturmuş oldum. Okumaya devam.
Kitap yüzünden bardakta kalan yeşil çayın bir kısmını soğumuş şekilde içmek zorunda kalmamı saymazsak keyifli bir bahar sabahıydı. Ayrıca biraz pencereden dağlara bakmalı, biraz da balkona gidip çiçeklere bakmalı bir sabahtı da. Böyle başlayan bir günün devamında tabii ki daha üretkendim. Darısı bütün ayın başına. (Amin çok amin.) 🤲
Yazıyı yazarken bütün bir aya panoramik şekilde bakarım diyordum ama sazı alınca elime yine mikroskopla okuyacağınız bir ‘’bahar serinliği‘’ yazısı yazmışım. Yazarken bahsettiğim detaylarda kayboluyorum, hele ki sevdiğim bir şeyleri yazıyorsam kendimi iyice kaptırıyorum. Neyse, bu yazı umarım parçadan bütüne gider ve tüm ay böyle sabahlarla geçer. Kulağa olmayacak bir dua gibi gelse de lütfen amin diyelim nereden biliyoruz :)))
(Yaa…Böyle sabahlarla
geçemez tüm ay. Nereden mi biliyoruz? Ramazan geliyor ya. Nasıl da unuttum? Neyse o zaman böyle geçmese de olur. Bu duanın kabul olmaması için en güzel
sebep işte.)
Burada da bu ayın yazısını yazarken keşfettiğim bir parça var ( •̀ ω •́ )✧
Nisan ayında kulaklığımda çokça çalacağı şimdiden belli oldu :) burada.
31 Yorumlar
Sabahlarınız hep böylesi güzel olsun Inşaallah.
YanıtlaSilAmin :) Cümlemizin inşallah :))
Silher sabah her günün böyle güzel olması dileğiyle bolca amin :)
YanıtlaSilAynı şekilde sizin de öyle olması duasıyla bolca amin ^^
SilAkut okuma kabızlığı literatüre girecek bir tabir olmuş, çok beğendim 🙈😅🙏 Güne iyi başlamanın ilk kurallarından birinin, kalkınca hava durumuna bakmaksızın pencereyi açıp derin bir nefes almak, o havayı yüzünüzde hissetmek olduğunu okumuştum zamanında☺️ 5.5.21 i bekliyoruz artık, mutlu pazarlar 🙏 🤗
YanıtlaSilBundan sonra bir süre sabahları pencereyi açtığımda aklıma ilk bu söz gelecek galiba. Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı tadında bir söz. Birbirlerine de çok yakıştılar 😀 O günlere çıkarsak eğer yazmamazlık edemeyeceğim sanırım o zaman 😅 Yorum için teşekkür ediyorum, size de mutlu pazarlar 🙏
SilHer günün gülümseme içinde geçsin:)))
YanıtlaSilTeşekkür ederiim :) Umarım hepimizin öyle geçer.
SilUmarım öyle geçer 🍀 Martta hiç bahara girdik gibi olmadı. Zaten mart öyle bir ay biliyorum ama çiçekler vardı yine de etrafta 😅
YanıtlaSilKarar vermedikçe nisan bile bahara sokamayacaktı beni onu fark ettim. Neden? Çünkü evdeyiz 😬 Umarım bahar geçmeden yaz gelmeden bu yılın baharını kaçırmamayı başarırız.
Yazarken rol çalmayan şarkıları seviyorum. Kayıp giden bir parça. Arkada kaç defa çaldığını fark etmeden yazmışım... Nisan ayından bir yerin tapusunu vermesem olmazdı 😂
Kocaman amin dedim bile :)
YanıtlaSilNe güzel bir etkinlik olmuş.
Ahh ahh öyle özledim ki sabahları erken kalkmayı ve en önemlisi; erken ve dinç kalkmayı...
Darısı bize, selamlar :))
Çok teşekkür ediyorum ^^
SilDarısı kesinlikle hepimize 😄😊
Her sabahınız çok güzel olsun inşallah :) Fikir çok hoş bundan sonraki aylarda da bekleriz, bir değerlendirme gibi de olur hem :) Sevgilerimle :)
YanıtlaSilSizin de, hepimizin de öyle olur inşallah 😄 Çok teşekkür ediyorum ^^
SilSüper bir yazı olmuş. Okurken için açıldı. :) Şarkıları dinleyerek güne başlıyorum ben de.
YanıtlaSilÖyle olduğuna çok sevindim ^^ Neşeli hafif şarkılar iyi oluyor güne başlamak için :) Uyku açıcı :))
Silumarım ay hep böyle devam eder. bu arada alt köşedeki pati izlerine tutuldum, ne tatlılar.
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum :) Yukarı çıkma butonu aslında ama kaldırımdaki pati izlerini hatırlatıyorlar bana, seviyorum ^^
SilGüzel görünmek mi yoksa güzel hissetmek mi sorusuna cevap niteliğinde bir "Heidi" alıntısı buldum. Kendinizi güzel hissettiğiniz günleriniz bol olsun.
YanıtlaSilHeidi benzetmesi yaparken çok da farkında olmadığım bir yöne dikkat etmişsiniz... Yorumunuz için teşekkür ederim.
SilKendini daha güzel hissedince insan, sanırım onu dışarı yansıtacağından daha güzel de görünür. Bu durumda cevap iki defa kendini güzel hissetmek olur sanırım :)
pek keyiflendim okurken :) ytarçın çayı çok seviyom yaa, toz ve tablet oluyo :)
YanıtlaSilOley o zaman :D Ben de seviyorum tarçını, kokusunu, sütlacın üzerindeki halini :) Yeşil çayın içinde de güzel oluyormuş, artık o hâlini de :)
SilGünleriniz hep böyle neşe içersinde keyiffle geçsiin
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum :) Dilerim sizin de öyle geçer ^^
Siltarçın ve yeşil çay çok yakışıyor gerçekten :) keyifle okudum, kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum ^^ Önceden tarçını sadece sütlaçla yakıştırırdım ama gerçekten yeşil çayla da yakışıyorlarmış :))
SilBence böyle yazmaya devam et. Çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBenim bloguma da beklerim
Duygublog16.blogspot.com
Teşekkür ediyorum. Umarım devam ettirebilirim :)
SilBloğunuza da uğramayı isterim.
İyi bir fikir, bol çaylı:) Ben gece kuşuyum, sabahları sabahladığım zaman severim sadece:)
YanıtlaSilSabahları sabahlayınca sevmek gerçekten farklı bir yorum:) Bu artık gece kuşu olmanın en üst mertebesi sanırım :)
Silböyle uyanmalı insan
YanıtlaSilböyle anlamalı baharı ve yaşamı
böyle de anlatmalı
sonra böyle bir şarkı dinletmeli
Okuyan da satırların içinde kalıvermeli :-))
Sevgiler
İçtenlikle teşekkür ediyorum ^^
SilSanırım ben de bu kadar incelikli bir yorumun şiirselliği içinde kalıvereceğim :'))