BU AY TEKRAR TUŞUNUN TAKILI KALDIĞI ŞARKILAR –ekim 22- :

1- Sting - Desert Rose :

Bu ay en çok dinlediğim parça ‘’Sting- Desert Rose’’ olmuş.

Bu çöl çiçeği, hiçbir tatlı kokunun bana yapmadığı işkenceyi yaptı… Ve o dönüyor, tüm hayallerimin mantığıyla hareket ediyor. Bu ateş yakıyor…

Bu şarkı, dinlerken Sahra Çölü’ne, Mısır piramitlerine falan götürüyor beni. Kum fırtınasının içinde yürütüyor tek başıma. Çölün diğer ucundaki sevdiğim kızı arıyor gibiyim o dört dakika boyunca :D  Parçayı nasıl tarif edebilirim emin değilim ama şarkı hem mistik hem etnik, öyle bir büyü. Böyle doğuyla batının karışımı daha fazla şarkıyı keşfetmeye itiyor beni. Ne yazık ki böyle hissiyatı olan parçalara rastlamak nadiren başa gelen bir şey. Çok dinlersem verdiği hissi de eskitir miyim acaba? Bu arada çöl gülü de sevdiğine ne güzel bir hitap şekliymiş öyle!

***

Yatağında desert rose dinleyen birisi :D

2- NIve – Tired :

Gülümseyen yüzümü takınmıyorum, çok üzgünüm... Ama denedim, evet denedim, bıktım artık… Neden dünyanın yükünü taşıyormuş gibi hissediyorum?...

Her depresyona girerken açıyorum bir tane. Onun için bu ay, bu şarkıyı, bu kadar dinlemiş olmam şaşırtmadı beni. Benimle aynı tonda olan şeyler okumayı ve dinlemeyi seviyorum. Depresif hissederken yanında seni anlayan bir arkadaşının olması gibi hissettiriyor bu şarkı. Nlve’nin diğer şarkılarını da sayesinde dinlemeye başladım, ileride tekrar tuşum muhtemelen başka bir parçasında takılıyor olacak.

 ***

3- Kihyun – Youth :

Şu günlerde gökyüzü güzel geliyor… Seul benim için tanıdık bir yer olmasına rağmen yeni gibi geliyor… Kendimi yormadan mutlu olmak istiyorum… Daha çok çalışmama neden olan o aptal günleri özleyeceğimi hissediyorum…

Bu şarkı çıkalı bir hafta olmasına rağmen listeye dahil olmayı başardı :) Bir üstteki şarkıyla zıtlığı sizi şaşırtabilir ama beni şaşırtmıyor. Aslında başlangıçta benim için diğerinin yanında dinlediğim promosyon bir ürün gibiydi bu şarkı. İkisini birbirine bantlı şekilde dinliyordum :D Bu depresyonların bir girişi varken çıkışlarının da yapılması gerekiyordu sonuçta!

 ***

4- İkiye On Kala –Kalbinde Lunapark :

Kalbinde bir lunapark varmış, şimdi yerine bir otopark yapmışlar… İlaç mı zaman gerçekten?...

Aslında bu şarkının çok bir olayı yok ama seviyorum bu türden olaysız akan şarkıları. Klibindeki görselle tamamlanıyor gibi geliyor bana şarkının ruh hali. Şöyle hafif tempolu akşam şehir içi yürüyüşleri için birebir. Gerçi şarkıyı sadece lunapark-otopark metaforu için bile defalarca dinleyebilirim ya neyse.

 ***

5- suggi- GRIND :

Ve asla zamanı uyuyarak harcamak istemiyorum… Sonra fark ediyorum… Nasıl rüya göreceğim?... Hayatımda istediğim tek şey çerçevenin dışındaymışım gibi yaşamak…

Bu şarkıyı listedeki diğer şarkıların çok daha öncesinden beri dinliyorum. Sanırım iki numara Tired araya girene dek bu şarkıya daha yakın mesafede duruyordum. Tired’ın rengi daha koyu bu şarkıya göre. Bunu daha az bıkmışken dinliyorum o yüzden :D  Şarkı öyle bir havadaki; gece gökyüzüne söyleniyormuş da dalga dalga gece göğüne, yıldızlara, sonra bütün uzaya yayılıyormuş gibi. Bu şarkı, yumuşak bir ışık hızında dünya dertleriyle beni gezegen gezegen gezdirip geri getiriyor anlayacağınız.

***

Not: Başlıkların üzerine tıkladığınızda sizi dinlediğim çevirilere götürecek kısayolları ekledim. İyi dinlemeler. 

Dipnot: Bir şarkının hissettirdiklerini yorumlamak bir kitabı okumanın hissettirdiklerini yorumlamaktan ne kadar zormuş!  

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Daha önce hiç karşılaşmadığım şarkılar. Her bir şarkının bizde hissettirdiği hisler çok değerli oluyor değil mi? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle :) Çoğu pek bilindik şarkılar değil zaten... Lakin çıktığı zamanlar Desert Rose ortalığı yıkmış diye duydum :D

      Sil
  2. Müzik bilgisi çok kötü olan biri olarak tabii ki hiçbirini duymadım :-) Baştan itibaren açıp dinliyorum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım içinden dinleyince beğeneceğiniz bir parça çıkar :)

      Sil
  3. Blogunuzu yeni farkettim. Oldukça eğlenceli görünüyor.

    YanıtlaSil