Kasımın on biri. 11.11.22.
Her ayın sırasıyla kendi gününde, nasıl gittiğine dair yazı yazmaya karar vermiştim. Dördüncü ayın dördü, beşinci ayın beşi gibi. Bu ay da kasımın kendi gününe geldik hatta geçiyoruz derken geçiverdik bile, ah zaman, bu ne hız :')
Bu ay en sevdiğim aktivite akşamüstü yürüyüşlerim <3
Yürüyüş yapmayı zaten çok severim ama şu aralar bu yürüyüşlerin verdiği kafa dinginliğini bana başka hiçbir şey vermiyor. ‘’Sağlıklı kafa sağlıklı vücutta bulunur.’’ sözünün haklılığını bu kadar şiddetli hissettiğim bir dönem olmamıştı. Yürüyünce beynimin kıvrımlarına net düşünebilmek için serin serin hava gidiyor resmen :)
İşte tam olarak bu yüzden akşamüstü yürüyüşlerimin baştaki amacını ‘’akciğerlerimi değil aklımı açmak’’ olarak revize ettim :) Ve akşamüstü saatlerini ‘’İşte, geldi benim düşünme saati!’’ diyerek karşılıyorum :D
Hem de bu yürüyüşleri gerçekten tam manasıyla akşamüstü yapıyorum. Akşam ezanından önceki o keraatten evvel kendimi dışarı atıyorum ve takıyorum kulaklıkları. Ne yalan söyleyeyim günün en iple çektiğim saati de bu oluyor genelde. Diyeceksiniz, gün içinde hiç mi heyecan verici bir şey yapmıyorsun? Yapmıyorum :D Değişik bir şeyler olmuyor değil ama bu yürüyüşlerin sunduğu 3’ü 1 arada’yı diğer aktiviteler sunmuyor bana.
Bir; düşünebiliyorum.
İki; yürümek kendimi enerjik
hissettiriyor ve eve döndüğümde saatlerimin verimini arttırıyor.
Üç; müzik dinleyip bir şeyler hayal edebiliyorum. Bazen ciddi meselelerden düşünmeyi kesip kafamda dinlediğim şarkıya uygun kısa film falan çekiyorum :)
Bir an yürüdüğüm sokaklar Ankara
ayazına çıkıyor sonra bir bakıyorum;
…deniz kenarındayım, yüzüme
köpükler vuruyor.
Zahmetsiz, biletsiz seyahat :P
Dinlemek isterseniz size de
ücretsiz bilet verebilirim. Buyurunuz:
Henry David Thoreau’dan Yürümek adlı eserde şöyle bir paragraf okumuştum : ‘’Şu anda bu yörede en gezilip görülesi yerlerin çoğu özel mülk değildir; tabiatın bir sahibi yok ve dolayısıyla yürüyüşçü de göreli özgürlüğün tadını çıkarabilir. Ancak muhtemelen, öyle günler gelecek ki doğa, üç-beş seçkinin ayrıcalıklı vakit geçirebileceği sözümona keyif alanlarına bölünecek; çitler artacak ve insanları umumi yollara hapsedecek başka mekanizmalar geliştirilecek, sonra bir de bakmışsınız ki Tanrı’nın toprakları üzerinde yürümek beyefendilerin hanelerini işgal etmek anlamına gelmiş.’’.
On sekizinci yüzyıldan günümüzü tahmin edebilmiş adam ama sanmıyorum ki ‘’bu kadarını’’ tahmin etsin. Küçük yürüyüş güzergâhlarımda bile üç-beş inşaattan geçmezsem rahat edemiyorum :') Her yer ev oldu buralarda iyice. Bir sonraki evi nereye yapacaklar acaba yer kalmadı artık diyorum hooop, a aa meğer o iki ev arasındaki boşluğa bir ev sığabiliyormuş. İlginç bi’ durum…
Bakan gözler olmadan rahatça birkaç şarkı boyu sallandıktan sonra kendi kendime ‘’Akşam ezanı okunuyor, annem çağırır, daha fazla kalamam.’’ deyip evin yolunu tutuyorum :) (Ufak tefek şakalar :P)
***
Keyifsiz ruh haline bile ilaç gibi
geliyor, altın sarısı ışıklarla o gün son kez yıkanan yollarda yürümek.
Denendi, onaylandı. Sallanmasanız da olur :) Belki size de iyi gelecek bir
akşamüstü yürüyüşü reçete edilsin istersiniz. Ben buradan ediyorum siz gidip
eczanenizden en kısa zamanda alın, olur mu?…
14 Yorumlar
Ben de akşamüstünü çok severim, fark ettim ki o vakitler dinginleşiyorum, yürümesem bile. :)) Keyifli bir yazı olmuş, alıntı da çok iyi gerçekten.
YanıtlaSilKeyif vermesine sevindim ^^ Günün en dinginleştirici bulduğum saatleri gece vakitleriydi benim için ama artık bana da akşamüstleri daha fazla dinginlik veriyor sanırım :)
SilGüzel bir yazı dizisiymiş. İlk kez görüyorum.
YanıtlaSilYürümek en güzel uğraşlardan biri. Eskiden her yere yürürdüm, saatlerce yürürdüm ama yıllardır o tempoda değilim. araba sahibi olmak, çocuk sahibi olmak, pandemi, kilomun artması, tembellik derken markete bile yürümüyorum neredeyse. Bu hafta tatildeyim. En azından günde bir saat yürümeye çalışacağım. Bedenime ve ruhuma çok iyi geliyordu yürümek.
Kesintisiz birkaç ay yazabildiğim içindir belki :')
SilGündelik hayatta bir şeyleri yapmak için olsun bitsin moduna giriyoruz bir sürü etken nedeniyle. Yürümek alışkanlık isteyen bir şey. İşler güçler, acil yapılacaklar, yapılması için sırada bekleyenler derken evde kalmak da olan yürüme alışkanlığını götürüveriyor.... Geri kazanmak için tatil güzel bir fırsat gibi geliyor kulağa :))
Yürümek çok iyi geliyor ama ben uzun zamandır yapmıyorum:) Akşamüstü sakin bir zaman dilimi gelir bana hep:))) Fotoğraf düzenlemesi çok hoşuma gitti, çok güzel olmuş:))) Keyifle okuduğum yazılardan oldu:)))
YanıtlaSilTeşekkür ederim ^^
SilYaa belki de en yakın zamanda yürüyüş yapmak için bir işarettir bu yazıya denk gelmek :D
böyle yürümek iyiymiş :)
YanıtlaSilBir de canlandırıcı*(੭*ˊᵕˋ)੭*
SilYürümek dışarıda muhakkak daha rahatlatıcıdır ama salonda bile stres seviyenizi azaltan bir aktivite, yarım saat düşük tempoda bile olsa kesinlikle yapılası bir eylem. Hatta kanaanatim o ki memleketimde fizik tedavi merkezleri yerine, başka ...haneler yerine spor salonları yapılmalı ve insanlara bu bilinç aşılanmalı, depresyon, obezite, kötü alışkanlıklar, psikolojik bunalımlar, sebepsiz ağrılar hepsinin çözümü olabilecek en ucuz yöntem .
YanıtlaSilÇok doğru... İmkan varsa yürüyüşü, sporu dışarıda yapmak lazım ama hiç yoktan evin içinde bile hareket etmek bu sorunları dağıtmada etkili bir yol ( •̀ .̫ •́ )✧
Silben de yürümeyi çok severim müzikli ya da müziksiz insanı dinginleştiriyor, ve müzikli kısa film çekmek haha çok zevkli oluyor :D fotoğraflar da çok güzeller güzel kolaj olmuş**
YanıtlaSilTeşekkürler ^^ Kısa filmin senaryosu kendiliğinden yazılıveriyor müziğin içinde ♪ :D
SilYürümek insana iyi geliyor gerçekten. Hele ki yalnız bir yürüyüşse kulaklıkları takıp güzel bir şarkı eşliğinde başka bir aleme doğru gitmek gibisi yoktur. :))
YanıtlaSilBirisinin eşlik ettiği yürüyüşleri de seviyorum ama genelde yürüyüşlerde olayım istiyorum yalnızca kendim ve ben :D Öbür türlü başka bir aleme gitmek zor :)
Sil